Çevre: Bireyin yaşadığı, ilişki kuruduğu fiziki ve sosyal ortamdır. Çevre, insan davranışlarını etkileyip genetik olmayan bütün etmenleri içine alır. Çevre, kalıtımsal özelliklere gelişme imkânı verir ve sınırlandırır. Çevre etkenleri arasında iklim, doğa koşulları, fiziksel koşullar (hava kirliliği, çöpler, atık maddeler vb.), çeşitli hastalıklar, kültür vb. etkileri sayabiliriz. Toplumsal çevre çocuğun bedensel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişimini önemli ölçüde etkiler. Çevrenin gelişim üzerindeki etkisi doğum öncesi, doğum anı, doğum sonrası olmak üzere üç boyutta ele alınır. Hamilelik sürecinde annenin yaşadıkları (sigara, içki, ilaç kullanması, stres) doğum öncesi çevre etkisine, doğum sırasında yanlış müdahaleler doğum anı çevresel etkilere örnektir.
Çevre şunlar üzerinde etkilidir:
§ Bazı fiziksel görünüm özelliklerinde
§ Zekânın kullanım oranında
§ Bazı kişilik ve karakter özelliklerinde görebiliriz.
J. Locke, çocukların doğduğunda zihinlerinin boş bir levha olduğunu ileri sürerek bilgi, beceri ve değerlerin kazanılmasında yaşantıların önemli olduğunu belirtmiştir. Yani Locke, insanda iyi veya kötü, yararlı veya zararlı gördüğümüz şeyler eğitim yoluyla alınan şeylerdir der.
Watson, çevrenin sonsuz gücüne inanmakta ve çocukların uygun ortamlar sağlandığında istenilen biçimde yetiştirilebileceğini savunmaktadır.
J. J. Rousseau “Emilie” adlı romanında, çocuğun dünyaya saf, temiz ve iyi olarak geldiğini, daha sonra çocuğun toplumla ilişkileri sonunda bu saf, temiz ve iyi halinin bozulduğunu ileri sürerek gelişimde çevrenin etkili olduğunu savunmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder