19 Kasım 2013 Salı

İşlem öncesi dönem KPSS Eğitim Bilimleri- Gelişim Psikolojisi KIsa Özet

İşlem öncesi dönem (2/3–7 yaş):
a) Sembolik dönem (2/4 yaş):
-          Bu dönemin en önemli özelliği sembolik fonksiyonların ortaya çıkmasıdır.  Çocuklar nesneler ortada yokken onu temsil eden bir sözcük, sembol veya varlığı zihinsel olarak ifade edebilirler. Bu nedenle dil gelişimi çok hızlıdır. Ama kullanılan kavramlar ona has yani özeldir (benmerkezci).

-          Sembolik zekâ, düşünme ve oyun gelişimi başlar. Sembolik zekâ ve düşünme de bir nesneye sembolmüş gibi anlamlar yükler ve canlandırma yapar (iç temsil). Mesela; TV kumandasına çok meraklı bir çocuğun eline geçtiği terliğe kumanda gibi anlamlar yüklemesi.

-          Sembolik oyun: Mesela; çocuk çubuklardan gemi yapıp su birikintilerinde onları yüzdürürler ve o gemilerin kaptanı olurlar.

b) Sezgisel dönem (4–7 yaş):
-          Benmerkezci (Egosantrik düşünce) anlayış: Dünyayı başkaları açısından göremezler. Çevresindekilerin kendilerindekinden daha farklı bakış açılarına sahip olacağını anlamazlar. Kendi gördüğü ve düşündüğü şeyleri herkesin gördüğünü ve düşündüğünü zannederler.  Dünyanın merkezi kendisidir. Her şeyin, herkesin her zaman kendilerini izlediğini düşünürler. Anne ona bakmak, güneş onu ısıtmak için vardır. Mesela; bir kız çocuğun telefonda konuşurken elindeki bebeğin rengini soran babasına “Görmüyor musun? Kırmızı” diye cevap vermesi

-          Paralel oyun: Benmerkezciliğin bir devamı olarak aynı anda, diğer çocuklarla bir arada olmalarına rağmen, diğerlerinin oyunlarına dikkat etmeden birbirlerinden bağımsız olarak her çocuğun kendi oyununu oynamasıdır.

-          Monolog: Benmerkezcilikten dolayı, çocuğun karşısındakini dinlemeden, onun kendisini dinlediğini varsayarak konuşmasıdır. Mesela; Leyla annesine resim yapmak istediğini söyler. Annesi boyaları ve kâğıdı masaya bırakır. Leyla masaya oturur. Bir çiçek resmi çizerken yanında annesi olmadığı hâlde, “Bir çiçek, çiçek çizeceğim, çiçek yapacağım.” der. Leyla’nın resim çizerken yaptığı konuşmalar (2009 KPSS).

-          Kolektif Monolog: Benmerkezcilikten dolayı, çocuklar yanındaki arkadaşları kendilerini dinlemese dahi hep birlikte toplu konuşmalarıdır.


GELİŞİM PSİKOLOJİSİ                                                    III. ÜNİTE – BİLİŞSEL (ZİHİNSEL) GELİŞİM
 




-          Animizm (canlıcılık): Canlı ve cansız nesneler arasında ayrım yapamamadır. Çocuk cansız nesnelere canlılık özellikleri yükler veya canlı varlıkları cansız varlık olarak görür. Mesela; Beş yaşındaki Ayşe, oyuncak bebeğiyle oynarken bebeğin kolunu kırmış ve ondan defalarca özür dilemiştir (2006 KPSS). Oyuncak bebeklere yemek yedirmek, radyo üşümesin diye üzerini çarşafla örtmek.

-          Kişilerin Sürekliliği Kazanılır: Çocuk, annesinin elbiselerini giyen bir kadının, kendi annesi olmadığını anlar. Babasının arabasındaki başka bir adamın babası olmadığını anlar.

-          İlk akıl yürütmeler: Sezgilerine dayalı olarak mantık yürütmeye ve problem çözmeye başlar.

-          Ahlaki bağımlılık: Çocuk dıştan gelen (anne-babaya bağlı) yasa ve kurallara göre davranır.

-          Korunum ilkesi kazanılmamıştır: Bir nesnenin görünümü değiştiğinde; miktar, ağırlık ve hacminde de değişiklik olduğunu zanneder.

-          Özelden özele akıl yürütme vardır: Çocuğun olayları sadece geçirdiği yaşantılara bağlı olarak tek yönlü düşünmesidir. Özel bir durumdan diğer özel bir duruma genelleme yapmadan akıl yürütür. Yani tümevarım ve tümdengelim akıl yürütmelerini yapamazlar. Mesela; Mert ile Doğa oynarken Mert'in babası Doğa'ya kaç yaşında olduğunu sorar. Doğa 6 yaşında olduğunu söyler. Mert "Ben de 5 yaşındayım." der. Doğa'nın teyzesi "Mert 5, Doğa da 5 yaşında" der. Bunun üzerine Doğa teyzesine "Ben 6 yaşındayım, bir kere benim doğum günüm olurken sen evde yoktun." diyerek karşı çıkar. Doğa'nın, yaşını doğum gününde evde bulunmadığı için teyzesinin bilemeyeceğini düşünmesi özelden özele akıl yürütmedir (2010 KPSS). Okulda “B” harfinin okunuşunu “Bı” diye öğrenen bir çocuk, amcasının “Be” harfiyle başlayan üç isim say demesi üzerine cevap veremez. Amcası Bebek diye örnek verir. Çocuk olmaz ki. “Bı” ile başlayan demeliydin. Biz öyle öğrendik demesi (2009 KPSS).  

-          Tek özelliğe göre sınıflama yapılır: Nesneleri tek özelliğe göre sıralayabilir ve sınıflandırabilir. Mesela; sarı, kırmızı, mavi renklerle boyalı olan küçük, büyük ve orta büyüklükteki kare, üçgen ve daire şeklindeki tahta parçalarını, ya sadece renklere göre ya sadece büyüklüklerine göre ya da sadece şekline göre sınıflayacaktır. Yani çocuk “Orta boy sarı daireler” ile “Büyük mavi üçgenler” diye çok özelliğe dayanarak bir sınıflama/gruplama yapamaz.
-          Odaklanmacılık (merkezleme): Çocuğun dikkatini bir olay/nesne ile ilgili özellik­lerden yalnızca birisine verebilmesidir. Mesela; bir çocuğun annesinin bir anne olduğunu bilmekle beraber onun aynı zamanda bir eş, bir öğretmen, bir teyze olabileceğini anlayamaması. 

2013 KPSS: Annesi üç yaşındaki Murat’ın, her zaman giydiği yağmur çizmelerinin içine, daha sıcak tutması için bir kılıf koyarak çizmenin boyun kısmına doğru bu kılıfı kıvırmıştır. Çizmelerin görünümünün kısmen değişmesi üzerine Murat, “Aaa! Bu çizmelerim de çok güzel! Diğerleri nerede anne?” diye sormuştur. Bu küçük değişiklikten sonra Murat’ın aynı çizmeyi yeni bir çizmeymiş gibi görmesi, odaklanmacılıktır.
Uyarı: Odaklanma; hem nesneleri tek özelliğe göre sınıflama yapma özelliğinden hem de korunumun kazanılamamasından kaynaklanır. Odaklanma somut işlemler döneminde yerini odaktan uzaklaşmaya bırakacaktır.
 
 









-          Bu dönemde henüz parça ile bütün arasındaki ilişkiyi (sınıf içerme becerisi) kuramazlar.

-          Soru sorma: İlgi ve merak geliştiği için çocuk sürekli olarak sorular sormaya başlar.

-          Yapaycılık: Çocuğun doğal nesneleri, olayları bir insanın yarattığını veya buna birisinin neden olduğunu düşünmesidir. Mesela; çocuğun, güneşi birisinin kibrit yakarak oluşturduğunu (buna bağlı olarak Güneş’in geceleyin ateşi söndürüldüğünü sabah ise yakıldığını) düşünmesi, birisinin muslukları kapatmadığı için sellerin oluştuğunu düşünmesi.

-          Büyüsel (Sihirli, Majik) Düşünme: Gerçek ile hayal olanı ayıramazlar. Mesela; Noel Baba’yı, Şirinler’i gerçek olarak kabul ederler. Taşların yaşadığına, ağaçların düşündüğüne inanırlar.

-          İşlemleri tersine çeviremezler: A=B’dir, fakat B=A değildir. Bir çocuğun okula giderken izlediği yoldan evine geri dönememesi. 1’den 10’a kadar sayabilen çocuğun 10’dan 1’e kadar da sayamaması.

-          Yanlış Bağdaştırma: Birbiriyle her koşulda ilişkisi olmayan durumlar arasında bağ kurarak hatalı akıl yürütmedir. Mesela; en son hastaneye yatırıldığında eve bir bebekle dönen annenin tekrar hastaneye yatırıldığında eve yeni bir bebekle döneceğini çocuğun düşünmesi.


-          Kalıp yargılar: Bu dönemdeki çocukları geçirdikleri sınırlı deneyimler nedeniyle kalıp yargılar geliştirirler. Mesela; sürekli hemşire olmak isteyen bir kız çocuğuna “Doktor olmak istemez misin?” diye sorulduğunda, “kızlar doktor olmaz, hemşire olurlar” yanıtını vermesi.

1 yorum:

  1. Çok yararlı olmuş özet şeklinde çok teşekkürler emeğiniz için.

    YanıtlaSil