1. 1. GELİŞİMDE TEMEL KAVRAMLAR
1.1.1. Gelişim: Organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, duygusal, dilsel, ahlaksal ve toplumsal açıdan yaşamının sonuna kadar sistemli/düzenli olarak değişim göstermesi sürecidir.
Bu süreç hem nicel hem de nitel bir olaydır.
1.1.2. Gelişme: Büyüme, olgunlaşma, öğrenme ve hazırbulunuşluk etkileşimlerinin bir ürünüdür. Yani gelişim sürecinin sonunda ortaya çıkan kazanımlar/ürünlerdir.
Gelişme terimi düzenli, uyumlu ve sürekli bir ilerlemeyi kapsar.
Gelişme nicelden çok nitel bir değişikliği belirtir.
Mesela; çocuğun bir beceri kazanması gelişmedir.
Mesela; dilin kazanılması bir süreç yani gelişimken, bu sürecin sonunda dil bilgisi kurallarına uygun şekilde konuşmak bir gelişmedir.
1.1.3. Büyüme: Organizmanın bedensel (fiziksel) olarak değişim göstermesidir. Büyüme organizmada meydana gelen nicel bir olaydır. Büyüme, bedenin hem dış hem de iç organlarında oluşur.
Mesela; boyun uzaması, ağırlığın artması, kasların büyümesi, beynin ağırlaşması gibi meydana gelen niceliksel değişiklikler büyümedir.
|
1.1.4. Olgunlaşma: Organizmanın doğuştan sahip olduğu potansiyel güçlerin (organların), iş yapabilecek (görev yapabilecek) duruma gelmesidir. Mesela; çocuğun el ve parmak yapısının 6 yaş civarında kalemi düzgün tutabilecek hale gelmesi.
Olgunlaşma organizmanın doğuştan getirdiği biyolojik donanımın, genetik olarak belirlenmiş bir plan dâhilinde, zaman içinde kendiliğinden (yaşantılardan bağımsız) değişmesidir.
Olgunlaşmayı kalıtım belirler (annesi ve babası erken konuşan bebeklerin de erken konuşması).
Olgunlaşmada büyüme şarttır (çocuğun yürüme olgunluğuna ulaşması için öncelikle bacaklarının uzaması/büyümesi gerekir.).
Olgunlaşma fiziksel ve zihinsel gelişimi etkiler. Olgunlaşmanın, yaş, zekâ ve sinir sisteminin koordinasyonu olmak üzere üç temel alt kavramı vardır. Bu açıdan olgunlaşma hem fiziksel hem de zihinsel gelişimdir. Mesela; çocuğun ancak 11/12 yaşından sonra soyut kavramları algılayabilecek düzeye gelmesi olgunlaşmadır.
Olgunlaşma sonucunda ortaya çıkan davranışlar (yürüme, dik durma, sesleri çıkarma) öğrenme ürünü olarak sayılamazlar. Ancak olgunlaşma öğrenme ve hazırbulunuşluk için ön koşuldur.
1.1.5. Hazırbulunuşluk: Olgunlaşmaya göre daha kapsamlı bir kavramdır. Bireyin bir davranışı (öğrenim görevini) yapabilmesi için, o davranışın gerektirdiği olgunlaşma düzeyine, ön yaşantılara (ön öğrenmeler) sahip olması ve psikolojik olarak (ilgi, istek, tutum) uygun durumda (yani bireyin istemesi, güdülenmesi) olması gerekmektedir.

Mesela; bir çocuğun bisiklet kullanabilmesi için önce, el, ayak ve kasların belli bir düzeyde gelişimi (olgunlaşma) daha sonra da bisiklet kullanabilmesi için gerekli olan ön bilgilere sahip olması ve davranış için güdülenmiş olması hazırbulunuşluğa örnektir.
1.1.6. Öğrenme: Bireyin çevresiyle etkileşimi (tekrar ve yaşantı) sonucu meydana gelen nispeten kalıcı izli davranış değişikliğine öğrenme denir.
|
Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için organizmanın gerekli olgunlaşma düzeyine sahip olması, hazırbulunuşluk düzeyinin yeterli olması ve çevre ile etkileşime girerek yaşantı kazanması şarttır.
1.1.7. Yaşantı (Deneyim): Bireyin çevresiyle etkileşimi sonucu bireyde kalan izdir.
2012 KPSS: Doğuştan görme engelli Ahmet, yetişkinlik döneminde gerçekleştirilen bir ameliyatla görme yetisini kazanır. Ancak bu yetiyi kullanma düzeyi, görme problemi olmayan bireylerle aynı seviyeye ulaşamaz. Bu durum yaşantı ile açıklanır.
1.1.8. Dönem (Yaş, Evre): Gelişim sürecinde belirli özelliklerin ön plana çıktığı zaman dilimlerine (gelişim aşamalarına) dönem denir.
Evreler şu özellikleri taşır:
§ Evreler ait olduğu evreye özgü genel özellikleri ve sorunları belirtir.
§ Bir evre diğerini değişmez bir sıra içinde izler.
§ Evreler bütün kültürler için evrenseldir.
§ Evreler davranıştaki nitelik farklılıklarını dile getirir. Bir evredeki davranışın kendine özgü nitelikleri vardır.
GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I. ÜNİTE – GELİŞİM PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ
![]() |
![]() |
1.1.9. Kritik dönem: Kritik dönem, gelişmede önemli sonuçları olan dönemleri ifade eder. Kritik dönem, organizmanın çevrenin etkilerine daha duyarlı (en açık) oldukları dönemlerdir. Öğrenmede belli uyarıcıların en güçlü etkiye sahip olduğu bazı dönemler vardır. Bireyler bu dönemlerde bazı öğrenmelere karşı daha duyarlıdır ve diğer dönemlere göre daha hızlı öğrenirler. “Ağaç yaş iken eğilir” atasözü kritik dönemi iyi anlatır.
Kritik dönemlerde kazanılamayan beceriler ilerleyen dönemlerde kazanılamaz veya çok zor kazanılır.
Mesela; bireyin okuma-yazmayı öğrenmesindeki kritik dönem 6 yaş civarıdır. Bu nedenle 40 yaşındaki okuma-yazmayı ilk kez öğrenmeye çalışan bir yetişkine göre okuma-yazmayı daha çabuk öğrenir. Dil gelişiminde 1-1.5 yaş, tuvalet eğitiminde 2-3 yaş kritik dönemdir.
1.1.10. Zaman ve Tarihsel Zaman: Gelişimde bazı olayların belirli zaman aralıklarında daha önemli ve etkili olduğu bilinmektedir. Ancak bu olaylar, bu zaman aralıklarından daha önceki veya sonraki zaman aralıklarında aynı etkiyi ortaya koyamaz. Mesela; Freud kişilik gelişiminde yaşamın ilk 5-6 yılının diğer yıllara göre daha önemli olduğunu savunur. Bu yıllardaki yaşantılar çocuğun ileride nasıl bir yetişkin olacağını büyük ölçüde belirler.
Bireyin yaşadığı toplumda o zaman diliminde meydana gelen olgu ve olaylardan etkilenmesi “tarihsel zaman etkisi” olarak adlandırılır.
Tarihsel zaman için örnekler: 1999 İzmit depreminden sonra çocukların depremle ilgili oyunları tercih ettiği görülmüştür.
Amerika’nın Irak’a girmesi ile birlikte çocukların oynadıkları oyunlarda savaş oyunlarına ağırlık vermeleri.
Günümüzdeki bilgisayar ve İnternet destekli öğretim.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder